Bu cuma günü sizlere Kur’ân-ı Kerim’in 22. süresi olan Hac süresinin 8 ila 16 ayetlerinin mealini aktaracağım.
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
8, 9. İnsanlardan bazısı, bir bilgisi, bir rehberi ve (vahye dayanan) aydınlatıcı bir kitabı olmadığı halde, sırf Allah yolundan saptırmak için yanını eğip bükerek (kibir ve azamet içinde) Allah hakkında tartışmaya kalkar. Onun için dünyada bir rezillik vardır; kıyamet gününde ise ona yakıcı azabı tattıracağız.
10. İşte bu, önceden yapıp ettiklerin yüzündendir (denilir). Elbette Allah kullarına haksızlık edici değildir.
11. İnsanlardan kimi Allah’a yalnız bir yönden kulluk eder. Şöyle ki: Kendisine bir iyilik dokunursa buna pek memnun olur, bir de musibete uğrarsa çehresi değişir (dinden yüz çevirir). O, dünyasını da, ahiretini de kaybetmiştir. İşte bu, apaçık ziyanın ta kendisidir.
12. O, Allah’ı bırakıp, kendisine ne faydası, ne de zararı dokunacak olan şeylere yalvarır. Bu, (haktan) büsbütün uzak olan sapıklığın ta kendisidir.
13. O, zararı faydasından daha (akla) yakın olan bir varlığa yalvarır. O (yalvardığı), ne kötü bir yardımcı, ne kötü bir dosttur!
14.Muhakkak ki Allah, iman edip iyi davranışlarda bulunan kimseleri, zemininden ırmaklar akan cennetlere kabul eder. Şüphesiz Allah dilediği şeyi yapar.
15. Her kim, Allah’ın, dünya ve ahirette ona (Resûlüne) asla yardım etmeyeceğini zannetmekte ise, (Allah ona yardım ettiğine göre) artık o kimse tavana bir ip atsın; (boğazına geçirsin); sonra da (ayağını yerden) kessin! Şimdi bu kimse baksın! Acaba, hilesi (bu yaptığı), öfke duyduğu şeyi (Allah’ın Peygamber’e yardımını) gerçekten engelleyecek mi?
16. İşte böylece biz o Kur’an’ı açık seçik âyetler halinde indirdik. Gerçek şu ki Allah dilediği kimseyi doğru yola sevkeder.
Müfessirler; 11 ayette, dine kalbî bir inançla değil de, kendisine dünyevî bir fayda sağlayacağı ümidi ile bağlananları kınamaktadır. Nitekim tefsirlerde nakledildiğine göre bu âyet, ‘Eârib’ denen bir kabile hakkında nâzil olmuştur. Bunlar Medine’ye hicret etmişlerdi. İçlerinden biri, bedeni sıhhatli olduğu, atları güzel kulunlar verdiği, karısı sağlıklı çocuklar doğurduğu, malı mülkü arttığı zaman, ‘Ne iyi ettim de şu dine girdim! Bu sayede çok şeyler kazandım!’ diyerek sevinirdi. Durum tersine dönüp bir ziyana uğradığında ise, ‘Başıma bir yığın kötülük geldi!..’ gibi sözlerle dinden çıkardı.
15 ayet şu manada da anlaşılmıştır: ‘Her kim, Allah’ın Resûlüne dünya ve ahirette yardım etmeyeceğini zannediyor idiyse, bir merdivenle göğe çıksın da Peygamber’e gelen vahyi kessin! Bunu yapamayacağına göre, şimdi baksın bakalım hilesi, öfke duyduğu şeyi, yani Allah’ın Peygamber’e yaptığı yardımı engelleyebiliyor mu?’
Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.): 'Kim güzelce abdest alır, cumaya gelir ve hutbeyi can kulağıyla dinlerse, o cuma ile gelecek cuma arasındaki günahları affolunur. 'Buyurmuştur.
Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. (Nahl/90)
Ya Rabbi! Hastalara şifa, dertlilere deva, borçlulara eda, sıkıntıda olanlara da ferahlık ver Ya Rabbi.
Ya Rabbi! Sana açılan elleri, sana yönelen gönülleri, sana yalvaran dilleri boş çevirme Ya Rabbi.
Ya Rabbi! Dualarımızı Alemlerin Efendisi Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.) hürmetine kabul ve ihsan eyle Allah’ım.
Cumanın rahmeti ve bereketi hepimizin üzerinde olsun inşallah.
Selam ve dua ile...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mehmet Çetinkaya
’Allah kullarına haksızlık edici değildir'
Bu cuma günü sizlere Kur’ân-ı Kerim’in 22. süresi olan Hac süresinin 8 ila 16 ayetlerinin mealini aktaracağım.
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
8, 9. İnsanlardan bazısı, bir bilgisi, bir rehberi ve (vahye dayanan) aydınlatıcı bir kitabı olmadığı halde, sırf Allah yolundan saptırmak için yanını eğip bükerek (kibir ve azamet içinde) Allah hakkında tartışmaya kalkar. Onun için dünyada bir rezillik vardır; kıyamet gününde ise ona yakıcı azabı tattıracağız.
10. İşte bu, önceden yapıp ettiklerin yüzündendir (denilir). Elbette Allah kullarına haksızlık edici değildir.
11. İnsanlardan kimi Allah’a yalnız bir yönden kulluk eder. Şöyle ki: Kendisine bir iyilik dokunursa buna pek memnun olur, bir de musibete uğrarsa çehresi değişir (dinden yüz çevirir). O, dünyasını da, ahiretini de kaybetmiştir. İşte bu, apaçık ziyanın ta kendisidir.
12. O, Allah’ı bırakıp, kendisine ne faydası, ne de zararı dokunacak olan şeylere yalvarır. Bu, (haktan) büsbütün uzak olan sapıklığın ta kendisidir.
13. O, zararı faydasından daha (akla) yakın olan bir varlığa yalvarır. O (yalvardığı), ne kötü bir yardımcı, ne kötü bir dosttur!
14. Muhakkak ki Allah, iman edip iyi davranışlarda bulunan kimseleri, zemininden ırmaklar akan cennetlere kabul eder. Şüphesiz Allah dilediği şeyi yapar.
15. Her kim, Allah’ın, dünya ve ahirette ona (Resûlüne) asla yardım etmeyeceğini zannetmekte ise, (Allah ona yardım ettiğine göre) artık o kimse tavana bir ip atsın; (boğazına geçirsin); sonra da (ayağını yerden) kessin! Şimdi bu kimse baksın! Acaba, hilesi (bu yaptığı), öfke duyduğu şeyi (Allah’ın Peygamber’e yardımını) gerçekten engelleyecek mi?
16. İşte böylece biz o Kur’an’ı açık seçik âyetler halinde indirdik. Gerçek şu ki Allah dilediği kimseyi doğru yola sevkeder.
Müfessirler; 11 ayette, dine kalbî bir inançla değil de, kendisine dünyevî bir fayda sağlayacağı ümidi ile bağlananları kınamaktadır. Nitekim tefsirlerde nakledildiğine göre bu âyet, ‘Eârib’ denen bir kabile hakkında nâzil olmuştur. Bunlar Medine’ye hicret etmişlerdi. İçlerinden biri, bedeni sıhhatli olduğu, atları güzel kulunlar verdiği, karısı sağlıklı çocuklar doğurduğu, malı mülkü arttığı zaman, ‘Ne iyi ettim de şu dine girdim! Bu sayede çok şeyler kazandım!’ diyerek sevinirdi. Durum tersine dönüp bir ziyana uğradığında ise, ‘Başıma bir yığın kötülük geldi!..’ gibi sözlerle dinden çıkardı.
15 ayet şu manada da anlaşılmıştır: ‘Her kim, Allah’ın Resûlüne dünya ve ahirette yardım etmeyeceğini zannediyor idiyse, bir merdivenle göğe çıksın da Peygamber’e gelen vahyi kessin! Bunu yapamayacağına göre, şimdi baksın bakalım hilesi, öfke duyduğu şeyi, yani Allah’ın Peygamber’e yaptığı yardımı engelleyebiliyor mu?’
Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.): 'Kim güzelce abdest alır, cumaya gelir ve hutbeyi can kulağıyla dinlerse, o cuma ile gelecek cuma arasındaki günahları affolunur. 'Buyurmuştur.
Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. (Nahl/90)
Ya Rabbi! Hastalara şifa, dertlilere deva, borçlulara eda, sıkıntıda olanlara da ferahlık ver Ya Rabbi.
Ya Rabbi! Sana açılan elleri, sana yönelen gönülleri, sana yalvaran dilleri boş çevirme Ya Rabbi.
Ya Rabbi! Dualarımızı Alemlerin Efendisi Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.) hürmetine kabul ve ihsan eyle Allah’ım.
Cumanın rahmeti ve bereketi hepimizin üzerinde olsun inşallah.
Selam ve dua ile...